Bazı gazetelerin temsilcileriyle bir araya gelen Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, gelişmeleri kaygıyla izlediklerini belirtti. Davutoğlu şunları söyledi: Filistin meselesi bilinçli bir şekilde ‘İsrail saldırı altında’ sözleriyle gündeme getiriliyor. Mağdur olan Filistin halkıdır. Geçmişte İsrail ve Filistin arasında arabuluculuk yaptım. 2012 yılında 12 bakanla birlikte Gazze’ye gittim. Kızı şehit olan bir babanın hastanedeki feryatlarını unutamam. 75 yıldır işgal altında olan Filistin’de Mescid-i Aksa’ya İsrail askerleri çizmeleriyle, köpeklerle girip arama yapıyor. Babaları topraklarından sürülmüş bu insanların çocuklarına dokunulamaz.
NEDEN ŞİMDİ?
Filistin’de yaşanan olayları ve ortaya çıkan tabloyu doğru okumak gerektiğini anlatan Davutoğlu, “Filistinliler’in operasyonu sürpriz bir gelişme. Filistin meselesi yalnız Filistinliler’in değil dünyanın meselesidir” dedi. Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: Dünya ile ilişkisi koparılmış bir halkın arkalarında olduğu sanılan Araplar, bugün Filistin’den çok İsrail’le ilişki içine girmiş durumda. Filistinliler yalnız bırakıldıkları hissine kapılmış. İki devletli çözüm önerilerine rağmen, bu konuda 30 yıldır bir ilerleme olmadı. İsrail, bütün Filistin’e kendi toprakları içinde gösteriyor. Bir halk tarihten silinmek isteniyor. Böyle bir halkın önünde kimse duramaz.
AKP VE MHP SESSİZ
Bir çok siyasi partinin Filistinliler’in yanında olduğuna ilişkin açıklamalar yaptığını hatırlatan Davutoğlu şunları söyledi: Bütün partiler resmi açıklama yaptı. Bunların tek istisnası AKP ile MHP’nin bu konuda sessiz kalmaları oldu. Açıklama yapanlar Filistinliler’in yanında olduğunu, meselenin insanlık meselesi olduğunu belirtti. Erdoğan ve Bahçeli’den ses çıkmadı. Partisinin kongresinde yaptığı konuşma ise tam anlamıyla bir rezalet. Filistin yanıyor, Mescid-i Aksa köpeklere çiğnettiriliyor, Cumhurbaşkanı ‘Filistin’ diyemiyor. Cumhurbaşkanının bu konuşmasını kim hazırladıysa derhal görevden alınmalıdır. 1967 yılında İsrail, Mescid-i Aksa’nın üzerine İsrail barağı çekmişti. Türkiye’nin bu konuda kararlı tutumu üzerine o dönemde bu bayrak bir saat içinde indirilmişti. Türkiye, kendi kaderini tayin etmeye çalışan halkın yanındayız açıklamasını yapmıştı. Bugün de görevde olsam, kayıtsız-şartsız Filistinliler’e destek olur, Mescid-i Aksa’ya dönük saygısızlıkları görmezden gelmez, önlenmesi için her türlü çabayı gösterirdim. Cumhurbaşkanın Filistin’e ne gibi desteklerde bulunabileceğine ilişkin soruya, Davutoğlu “Filistin’e verilecek destek diplomatik destektir. Diplomasinin çözebileceği şeyler var. Üç kez arabuluculuk yaptım ve sonuç almıştık” karşılığını verdi. Filistin’de iki devletli çözüm önerilerden sonuç alınamadığını kaydeden Davutoğlu, İsrail’in böyle bir niyetinin olmadığını, İsrail’in iki devletli çözümü bu hareketleriyle yol etmeye çalıştığını ekledi.
Davutoğlu, SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’e konuştu.
GÖREVDE OLSAYDIM
Türkiye’nin Filistin-İsrail konusundaki anlaşmazlıkların çözümü konusunda atacağı adımlar olmasına rağmen iktidarın bu konuda sessiz kaldığına dikkat çeken Davutoğlu “Ben görevde değilim. Eğer görevde olsam şunları yapardım” dedi ve onları şöyle sıraladı:
- Kayıtsız şartsız Filistin’e destek verirdim.
- Mescid-i Aksa’ya dönük herhangi bir eylemin bütün İslam dünyasına ve insanlığa dönük olacağını ilan eder ve Mescid-i Aksa’ya dönük herhangi bir emrivaki karşısında Türkiye’nin İsrail ile bütün ilişkilerini gözden geçireceğini ilan ederdim.
- İslam İşbirliği Teşkilatı’nı derhal toplantıya çağırırdım.
- İslam İşbirliği Teşkilatı’ndaki Kudüs Komisyonu’nun başkanı olan Fas Kralı ile temasa geçer ve komisyonun derhal toplanmasını talep ederdim.
- BM Genel Sekreteri’ne doğrudan telefon ederek, 1948’de kurulmuş Kudüs Komisyonu’nda ‘dini mekanların korunması ile ilgili teamülün’ teminat altına alınmasını talep ederdim.
- Derhal İsrail ve Filistin (Filistin Kurtuluş Örgütü ve Hamas) tarafıyla irtibat kurar ateşkes için devreye girerdim.
- Esir değiş tokuşu için devreye girerdim.
Filistinli bazı grupların kadınlara yönelik asla kabul edilmeyecek tutumlarından vazgeçmelerinin sağlanması gerektiğini anlatan Devutoğlu “Ateşkes, esir değişimi için devrede olduğum dönemde, dönemin MİT Müsteşarı şimdiki Dışişleri Bakanı Fidan da bu çalışmalara katıldı. Önemli bir deneyime de sahip” dedi.
BUNU GÖZE ALAMAZ
İsrail’in Gazze’de, Suriye’nin Lübnan’da bir oldu-bitti yapmaya kalkışmasının kendilerini hep korkuttuğunu anlatan Davutoğlu herkesin aklını başına toplaması gerektiğini belirtti. İsrail’in, HAMAS militanlarının geçişlerine göz yummuş olabileceğine ilişkin görüşler için Davutoğlu şunları anlattı: İsrail bu kadar zararı göze alabilecek bir devlet değil. Esir alınan bir İsrail askerini kurtarmak için gece 24.00’te büyükelçi yanıma geldi. Dışişleri Bakanı aradı. Ben de gece 04.00 civarında Mahmut Abbas’ı arayıp, ellerindeki esir askerin idam edilmeyeceğini öğrenip kendilerine bildirdim. Bir askeri için bu kadar çaba gösteren ülke, şimdi 100 civarında askerinin esir alınmasını kabul edemez. Bilselerdi, İsrail’in onuru için bu operasyonu engellerlerdi.
Davutoğlu, bugün Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ile birlikte Filistin Büyükelçisi’ni ziyaret edecek.
SEÇİM SONUNA KALMALI
Cumhurbaşkanının yeni Anayasa için her partiyle görüşebileceklerini belirtmesine rağmen Gelecek ve Saadet partilerinin yok sayıldığına dikkat çeken Davutoğlu, görüşlerini şöyle açıkladı: Gerçek ve samimi bir Anayasa yapılacaksa bunun yerel seçime malzeme yapılmaması önem taşıyor. Bu değişiklik çalışması seçimden sonraya bırakılmalı. Ailenin korunması LGBT ile sınırlı olmamalı. Uyuşturucu ile mücadele de en çok üzerinde durmamız gereken konular arasında yer almalı. Mafya ve uyuşturucu satışı yapılan yerlerle de mücadelemizi sürdüreceğiz.
Gelecek ve Saadet gruplarının oturacağı bir yer verilmediğini, bunu protesto için TBMM Genel Kurul salonunu terk etmeme kararı aldıklarını, ancak terör olayları nedeniyle bunu ertelediklerini anlatan Davutoğlu, “TBMM Genel kurul salonu kimsenin arsası değil” dedi.
Bir dönem genel başkanı olduğu AKP’nin son kongresini de eleştiren Davutoğlu “AKP seçimi kerhen kazandı, batmakta olan bir gemi. Organize suç örgütleriyle fotoğrafları yayımlanan Süleyman Soylu gibi bazı olumsuzluklarla anılan isimler liste dışı kaldı. Allah yolsuzlukla, yoksullukla mücadele edeceğini söyleyip de etmeyenleri ıslah etsin” dedi.
BUNUN LAMI-CİMİ YOK
ABD’nin üzerinde Türk bayrağı bulunan silahlı insansız hava aracımızı (SİHA) düşünmesini “Büyük rezalet” olarak niteleyen Davutoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü: Bu yapılan, açıkça Türkiye’ye bir saldırıdır. Bunun lamı-cimi yok. ABD’nin açıklaması da bir tehdittir. ABD, Suriye’de haritayı değiştirmek istiyor. Bu girişiminden derhal vazgeçmeli. Suriye’de kimliği bile verilmeyen Kürtler, her türlü istismara açıktır. Suriye, Kürtlerine sahip çıkmalıdır. Onlar bizim de akrabalarımızdır.